Vücudumuzdaki tüm eklemler “eklem kıkırdağı”denilen özel bir kıkırdak yapı ile kaplıdır. Bu özel kıkırdak yapının hasar görmesi, bozulması sonrasında ortaya çıkan tabloya “artroz” halk arasındaki söylenen şekli ile “kireçlenme” denilmektedir.

Diz eklemi de diğer eklemler gibi kıkırdak doku ile kaplıdır. Bu kıkırdak doku pek çok nedenle aşınır, bozulur ve sağlamlılığını kaybeder. Bu kıkırdak doku bozulmasını bir gömleğin yakasının eskimesine, bir elbisenin kolunun aşınmasına ya da bir yüzeydeki boyanın, kaplamanın kalkmasına benzetebiliriz. Diz eklem kıkırdağının hasarlanması sonucu ortaya çıkan bu tablo tıp dilinde “gonartroz” olarak adlandırılır. Bu hastalığa halk arasında kireçlenme, romatizma, sıvı kaybı, sıvı fazlalığı gibi isimler de verilir ama sonuç ve gelinen nokta hep aynıdır; bozuk ve görevini yapmayan bir eklem kıkırdağı.


Diz eklem kireçlenmesi neden ve kimlerde olur;

  • Diz eklem kireçlenmesinin en önemli nedeni genetik faktörlerdir. Genetik faktörler hastalığa zemin hazırlayan en önemli unsurdur.
  • Bunun yanında bu hastalık % 95 oranında kadınlarda görülen bir hastalıktır yani kadın olmak hastalık riskini artırır.
  • Özellikle eklemi ilgilendiren travma ve kırıklar zamanla eklem kıkırdaklarının bozulmasına, aşınmasına neden olur.
  • Aynı şekilde diz eklemindeki bağ ve menisküs yaralanmları da uzun dönemde kireçlenme nedeni olarak karşımıza çıkar.
  • Fazla kilolu olmak, şişman olmak hiç bir zaman hastalığın primer nedeni değildir. Bu hastalığı olan hastalar eğer şişman ise hastalık hızlı ilerler, hastaların şikayeti fazla olur, zayıf hastalarda hastalığı seyri daha yavaştır. Kilo ekleme binen mekanik yükü artırarak kıkırdak hasarının fazla olmasına, ilerlemesine neden olur. Basit bir gözlem yaparak kilonun bu hastalığa etkisini anlayabilirsiniz; elinizin üzerine koyacağını 1 kg lık bir yük elinize bir miktar baskı yapsa da buna kolaylıkla dayanırsınız ama elinizin üzerine 7-8 kg lık bir yük koyarsanız elinizde şiddetli ağrı ve acı hissedersiniz. Eklem kıkırdağı üzerindede aynı etkinin olacağı kesindir.
  • Ağır iş yapmak ve ağı yükler taşımak uzun dönemde çok az da olsa kıkırdak aşınmasına katkı sağlar.
  • Romatoid artrit, ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalıklar da eklem kıkırdağını bozan, harab eden hastalıklardır.


Diz eklem kireçlenmesinin bulguları nelerdir;

  • En sık görülen ve en önemli bulgu istirahat ile geçen hareket ile artan ağrı ve acılardır. Hastalığın başında uzun aktiviteler sonrasında ortaya çıkan ağrı hastalık ilerledikçe her ayağa kalkışta, her yürüyüşte hissedilmeye başlanır. Başlangıçta hafif olan ağrılar giderek şiddetlenir ve dayanılmaz hal alır. Hastalığın çok ileri dönemleri hariç bu hastaların yürümedikleri zaman ağrısı çok azdır.
  • Ağrı genellikle diz çevresinde (önde, iç ve dış kısımda, diz arkasında) hissedilir. Normal yürüyüşün bozulması ve ağrıdan korunmak için kasılarak yürümeden dolayı bacakta, baldırda, bazen bel bölgesinde ağrı olabilir.
  • Diz ekleminde hastalık ilerledikçe şekil bozukluğu olmaya başlar, dizler eğrilir, deforme olur.
  • Diz ekleminde zaman zaman şişlikler ortaya çıkar. Eklem kıkırdağının bozulması diz ekleminde sıvı salınımını tetikler ve diz eklem sıvısı artar. Bu da dizin ön kısmında şişlik ya da dizin arka kısmında şişlik (Baker kisti) olarak karşımıza çıkar.
  • Hastalığın ilerleyen dönemlerinde diz ekleminde hareket kısıtlılığı görülür, hasta dizini tam olarak uzatamaz ve tam olarak kıvıramaz.


Diz eklem kireçlenmesinde tanı nasıl konur?

Kireçlenme tanısı koymak için hastanın muayene edilmesi ve sonrasında çekilecek direk rontgen grafileri tanı için sıklıkla yeterlidir. Kireçlenme tanısında MR gerekli değildir. MR tetkikine çok az ihtiyaç duyulur. Bu kesin bilgilere rağmen bu gün kireçlenme tanısı almış olan hastaların büyük çoğunluğunda MR da çekilmiş olduğunu görüyoruz. MR bu hastalıkta hastanın bazen de hekimin aklını karıştırmaktadır. Kireçlenmesi bulunan hastalarda çekilecek MR’larda menisküslerin normal görünmesi mümkün değildir. MR raporlarında hep menisküsler yırtık olarak rapor edilir. Bu yırtıklar tedavisi gerekli yırtıklar değildir. Kireçlenme hasytalığının parçası olan yırtıklardır.

Diz eklem kireçlenmesinin tedavi edilmesinin önemi nedir?

Yaşam harekettir, hareketsiz bir yaşam düşünülemez. Diz eklem kireçlenmesi hastanın hareketlerini ve aktivitesini kısıtlayan bir hastalıktır. Hareketsizlik ve aktivite kısıtlanması pek çok sorunu da beraberinde getirir. Hareketsiz hastalarda kilo kontrolü çok zor olur, ayrıca aktivitesi kısıtlı hastalarda hipertansiyon, şeker ve kalp hastalıklarınında tedavisi güçleşir.

Diz eklemi kireçlenmesinin tedavisi;

Diz eklem kireçlenmesini, eklem kıkırdağı aşınmasını ortadan kaldıracak, bozulan eklem kıkırdağı yerine yeni, sağlam bir eklem kıkırdağı oluşmasını sağlayacak hiç bir tedavi yoktur. Hastalığın başlangıç aşamalarında ameliyat dışı tedaviler ugulanır. Bu tedavilerin amacı hastanın ağrısını azaltarak hastaya daha aktif bir yaşam sağlamaktır. Ameliyat dışı tedavilere yanıt alınamayan hastalarda, ağrının hastanın günlük yaşam aktivitelerini etkilediği olgularda sıra cerrahi tedavilere gelir.

Ameliyat dışı tedavi yöntemleri:

  • Ameliyat dışı tedavilerin en önemlisi hastanın eğitimidir. Hastaya hastalık konusunda ayrıntılı bilgi verilmeli, hastanın hastalıkla mücadeleye kendi katkısı da istenmelidir. Bu konunun en başında yaşam tarzı değişikliği ve kilo kontrolü gelir. Şişman hastaların doktor kontrolünde kilo vermeleri çok faydalı olacaktır. Hastaların hastalıkları ile uygun aktiviteler yapmaları da çok önemlidir. Gonartrozlu hastalar yere oturmamalı, uzun, yorucu aktivitelerden sakınmalıdırlar. Burada yanlış anlaşılmaması gereken konu hastaların hareketsiz kalmamalarıdır.
  • Ağrı kesici ilaçlar, krem ve spreyler; Bu ilaçların sistemik ve lokal uygulaması ile hastanın ağrısı azaltılır. Uzun süreli ağızdan alınan ağrı kesicilerin bazı yan etkileri mevcuttur.
  • Ağızdan alınan diyet katkı maddeleri; glukozamin, kondroidin sülfat, hyaluronik asit, kollajen vs. Bu gruptaki maddelerin ilaç olarak etkinliği ispatlanmış değildir ve ilaç olarak kabul edilmezler. Bunlar bazı yayınlarda kıkırdak dokuya olumlu etkileri gösterilmiş olan diyet katkı maddeleridir.
  • Eklem içi enjeksiyonlar; hyaluronik asit. Hyaluronik asit normal diz eklem sıvısında da bulunan bir maddedir. Bunun yoğun olarak hazırlanmış hali diz eklemi içerisine enjekte edilebilir. Bu preparatların eklem kıkırdaklarına faydası geçici de olsa bir miktar vardır.
  • Eklem içi enjeksiyonlar; kortizon. Eklem içerisine uygulanan kortizon ağrının azaltılmasında ve diz içerisindeki akut tablonun baskılanmasında etkin bir tedavidir. Tabi ki geçici bir tedavidir, kesin bir sonuç vermez.
  • Eklem içi enjeksiyonlar; PRP (trombositten zengin plazma). Trombositler kanda bulunan içerisinde iyileşme faktörlerini barındıran küçük pulcuklardır. Hastanın kanı alınarak bir dizi işlemden geçirilir ve trombositlerin yoğun olarak bulunduğu bir sıvı elde edilir. Hastanın kendi kanından hazırlanan bu sıvı tekrar hastanın diz eklemi içerisine enjekte edilir. Kullanılan hazırlama sistemine bağlı olarak bu enjeksiyonlar 1 kez yapılır ya da 3 kez enjeksiyon tekrarlanır.
  • Kök hücre tedavisi: Bu tedavi PRP tedavisinden farklı bir tedavidir. Hastanın göbek çevresi yağ dokularından alınan kök hücrelerin işlemlerden geçirilerek diz eklemi içine enjeksiyonu esasına dayanır.
  • Fizik tedavi ve rehabilitasyon; Fizik tedavi ve rahabilitasyon konusunda uzman hekimler tarafından uygulanan tedavilerdir. Fizik tedavi ajanlarının kullanılması ve diz çevresi kasların güçlendirilmesi esasına dayanır.

Diz eklem kireçlenmesinde ameliyat ile tedavi; Ameliyatsız tedavilere cevap vermeyen, günlük yaşam aktivitelerinin etkilendiği hastalarda sıra ameliyatlı tedavilere gelir. Yapılan tedaviler sonrasında hastanın ağrıları geçmiyor, hasta ağrısından dolayı hareketlerini, gezmesini, dolaşmasını kısıtlıyor ise cerrahi tedavi gerekli demektir.

  • Artroskopi; Optik sistemlerin kullanıldığı kapalı bir yöntemle diz eklem içerisinin görüntülenmesi ve gereken tadavinin yapılmasıdır. Artroskopik tedavide diz eklemi içindeki yırtık menisküsler, parçalanmış kıkırdak dokuları temizlenir ve eklem yıkanır. Kireçlenmesi olan hastada menisküs yırtıklarının temizlenmesi hiç bir sonuç vermez. Hastada kısa süreli, geçici bir iyilik hali olur. Bu iyilik hali çoğunlukla yapılan ameliyat değil, ameliyat sonrasındaki istirahat sürecine bağlıdır. Diz kireçlenmesinde artroskopik tedavi çok az hastada uygulanması gereken bir tedavi yöntemidir.
  • Kemik eğriliği düzeltme ameliyatları (yüksek tibial osteotomi, distal femoral osteotomi); Diz eklem kireçlenmesi diz ekleminde sıklıkla içe, daha nadir olarakta dışa açılanmaya neden olarak şekil bozukluğuna neden olur. Genç, ağır iş yapan ve yapmaya devam edecek hastalarda bu şekil bozukluğunun kemik ameliyatı ile düzeltilmesi gerekir. Yapay bir kırık oluşturulacağından hastanın tam olarak iyileşme süresi biraz uzundur. Kemik eğriliği düzeltme ameliyatları kireçlenme olan diz eklemindeki şekil bozukluğunu düzelterek yüklenme sırasında yükün tüm ekleme eşit dağılımını sağlamayı amaç edinir.
  • Total Diz Protezi; Bozuk eklem yüzlerinin özel kılavuzlar yardımı ile çıkarılması ve eklem yüzlerinin metal protezler ile kaplanması işlemine total diz protezi ameliyatı denir. Her iki eklem yüzü arasında özel, sert bir plastik madde bulunur. Diz protezi ameliyatları sıklıkla 60 yaş üzerinde tercih edilen ameliyatlardır. Bunun nedeni protezlerin belli bir ömrü olmasından dolayıdır. Bugün yapılan yayınlarda iyi bir cerrahi sonrasında protezin ortalama ömrü 15 yıl civarındadır. Bu süre sonunda hastanın şikayetleri olursa protez revizyon protezi ile değiştirilebilir. Altmış yaşın altındaki genç hastalarda da protez ameliyatı yapılabilir. Bu hastalarda ameliyat kararı verirken çok daha dikkatli olunmalı ama gereken olgularda da ameliyattan kaçınılmamalıdır.
  • Unikompartmantal diz protezi (tek kompartman diz protezi, yarım protez); Diz ekleminin sadece iç (sıklıkla iç kısım etkilenir) ya da dış kısmının etkilendiği olgularda uygulanan bir protez çeşididir. Daha az cerrahi travma yarattığı için daha hızlı iyileşme ve hastanın daha hızlı hareket kazanması söz konusudur. Halk arasında yarım protez olarak bilinen bu protezlerin de total protezler gibi ortalama 15 yıl sağ kalım ömrü vardır. Unikompartmantal protezlerin en önemli avantajlarından biri protezlerin ömrü bittiği zaman çoğu protezin primer total diz protezi ile değiştirilebilmesidir.