Tekrarlayan (Habituel) Omuz Çıkığı

Omuz eklemi vücudun en hareketli eklemi olmasına rağmen diğer eklemlerimizdeki kemik uyumu yoktur. Omuz ekleminin stabilitesini çoğunlukla yumuşak doku dengesi sağlamaktadır. İlk defa omuzu çıkan hastalarda yüksek enerjili bir travma söz konusuyken daha sonraki çıkıklar düşük enerjili travmalara bağlı olabilmektedir.

Omuz çıkığı geliştiğinde hasta kolunu yukarıya doğru hareket ettirmeye çalışmasıyla ağrı duyar, omuzda hareket esnasında takılma ve sürtünme hissi oluşur. Çıkık omuz ekleminde şekil bozukluğu meydana gelir. Omuz çıkığında kaslarda, bağlarda ve tendonlarda yırtık, eklem çevresindeki damar ve sinirlerde yaralanma olabilir.

İlk Çıkıktan Sonra Omuz tekrar çıkar mı?

İlk omuz çıkığı sonrası ikinci ve daha sonraki çıkıklar çok kolay meydana gelmektedir. Özellikle ilk çıkık 20 yaş altında olmuşsa % 85’ in üzerinde yeniden çıkık olma olasılığı vardır. 40 yaş sonrası ilk omuz çıkığı geçiren hastalarda tekrarlayıcı çıkık oranı %20 civarında olmaktadır.

Omuz çıkığından Şüphelenildiğinde Ne yapılması Gerekmektedir?

Omuz çıkığından şüphelenildiğinde hastanın acil olarak en yakın sağlık merkezine götürülmesi gerekmektedir. Transport esnasında kol gövdeye sabitlenebilir. Çıkık omuz hastane şartlarında sedasyon ve ya anestezi altında uygun manevralarla yerine koyulmalıdır aksi takdirde omuz eklemini oluşturan kemik yapılarda kırıklar ve kemik kayıpları oluşabilir.

Tekrarlayan omuz Çıkıklarının Sebebi Nedir? Tanısı Nasıl Konur?

Tekrarlayan omuz çıkıklarının sebebi Bankart lezyonu (kapsül ve labrum denilen omuz eklemi yuvası kenarında yer alan ve omuz stabilitesinde rol oynayan yapılarda yırtık), glenoid kemiğinde defekt, hill sachs( üst kol kemiğinde defekt) lezyonu olabilir.
Hastanın Tanısı ayrıntılı hikayeden, fizik muayeneden ve radyolojik yöntemlerden yararlanılarak konur. İlk yaralanmanın nasıl bir travma ile meydana geldiği, kaç kere olduğu, hangi hareketlerle çıkık olan omuzun yerine koyulduğu, ağrının şekli ve şiddeti, eşlik eden bir hastalık olup olmadığı önemlidir. Ayrıca, kemik yapıdaki meydana gelen değişiklikleri görmek amacıyla direkt grafiler çektirilir. MR görüntüleme ile altta yatan patolojinin net olarak ortaya konması sağlanır. Kemik defekt varlığında detaylı inceleme yapılabilmesi amacıyla BT görüntülemesi yapılabilir.

Tekrarlayan omuz Çıkıkları Nasıl Tedavi Edilir?

Tekrarlayan omuz çıkıklarında cerrahi tedavi yöntemine başvurulur. Günümüzde artroskopik yöntemler uygulanarak , omuz çıkığı sonrası meydana gelen ve omuz ekleminin sağlamlığında rol oynayan yapıların ve yırtıkların tamiri yapılabilmektedir. Yırtıkların tekrar kemiğe tutturulmasını sağlamak için eklem veya kemik kenarlarına yerleştirilen ve kendiliğinden eriyebilme özelliğine sahip olan materyallerden yapılan ve ucunda ipler olan çapalardan faydalanılmaktadır. Kemik defektlerin fazla olduğu durumlarda açık cerrahiye ihtiyaç duyulabilmektedir.

Omuz Artroskopisi

Vücudumuzun diğer eklemlerindeki kemik uyumu omuz ekleminde daha azdır. Vücudumuzun en hareketli eklemi olan omuz eklemi etrafındaki iç ve dış güçlü kas yapıları ile desteklenmektedir. Basketbol, voleybol, hentbol, jimnastik, dağcılık , disk atma, cirit fırlatma, okçuluk gibi omuzunu sürekli ve zorlamalı kullanan sporcularda, ayrıca ellerini aktif olarak kullanan, özellikle omuz üstü ya da asılı olarak çalışmak zorunda kalan insanlarda omuz sorunlarına daha çok rastlanır.

Omuz artroskopisi günümüzde açık cerrahinin yerini doldurmaya başlamıştır. Omuz artroskopisinde açık ameliyatlara göre kanama ve enfeksiyon oluşma riski daha düşüktür. Ameliyat sonrasında ağrı daha az olmaktadır. Artroskopik cerrahi uygulanan hastaların işe ve veya spora dönüş zamanı daha kısadır.

Omuz artroskopisi günümüzde tanısal amaçla, tekrarlayan omuz çıkıklarında, omuz içi tendonların yırtıklarında, omuzun sıkışma sendromunda, omuzu çevreleyen kasların yırtıklarında, eklem içi serbest cisimlerin çıkarılmasında, donmuş omuz tedavisinde güvenli ve etkin bir şekilde yapılmaktadır.

Omuz Sıkışma Sendromu (İmpingement, subakromiyal sıkışma)

Omuz eklemini oluşturan kemik yapılar; kürek kemiği (skapula), kol kemiği (humerus)ve köprücük kemiğidir (klavikula). Kol kemiği kürek kemiğine rotator manşet olarak adlandırılan dört kasın yardımıyla bağlanır. Bu kaslar humerusun büyük tüberkülüne tutunan; supraspinatus, infraspinatus, teres minor ve humerusun küçük tüberkülüne tutunan subskapularis kaslarıdır. Rotator manşet kasları, kolun öne, yana ve arkaya hareketi omuz ekleminin rotasyon( dönme) hareketini yapmasını sağlar. Sıkışma sendromu,kürek kemiğinin bir uzantısı olan akromion, korakoid çıkıntı ile akromiyon arasındaki ark şeklindeki bağlar ve humerusun arasında yer alan bu kasların sıkışması anlamına gelmektedir. Subakromiyal sıkışma sendromu orta yaş grubundaki hastalarda en sık omuz ağrısı sebebidir.

Subakromiyal sıkışma sendromu Nasıl Anlaşılır?

Hastalar kolunu havaya kaldırmada, arkaya doğru döndürmede ağrı hisseder. Özellikle geceleri omuzdan başlayarak kola, ön kola ve ele kadar uzanan ağrı da bir diğer bulgudur. Ayrıca omuz eklemini hareket ettirirken takılma hissi oluşabilir.

Subakromiyal sıkışma sendromu nun Tanısı nasıl Konur?

Hastalığın tanısı hastadan ayrıntılı bir hikayenin alınması ve özenle uygulanan fizik muayene ile çoğu zaman konur.Takiben yardımcı görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Kemik yapıların değerlendirilmesi için öncelikle düz grafilerden faydalanılır. Rotator manşet yırtığından şüphelenildiği durumlarda MRI (manyetik rezonans görüntüleme) tetkiki istenir. Omuz ağrısı bazı durumlarda boyun bölgesindeki boyun omurlarındaki problemlere de bağlı olabilir. Bu sebebi dışlamak için boyun bölgesi de muayene edilip gerekirse ileri görüntüleme tetkikleri uygulanabilir.

Sıkışma sendromundan şüphelenildiğinde subakromiyal boşluğa( sıkışma bölgesi içine) lokal anestezik ve steroid enjekte edilebilir. İlaç enjekte edildikten sonra muayene tekrarlanır, eğer şikayetlerde azalma varsa subakromiyal sıkışma tanısı konabilir. Aslında hem bir tanı, hem de bir tedavi yöntemidir.

Subakromiyal sıkışma sendromu Nasıl Tedavi Edilir?

Hastalığın tanısı konduktan sonra öncelikli olarak konservatif tedavi uygulanır. Bu amaçla ağrı kesici ve iltihap( enflamasyon) giderici ilaçlar kullanılır. Hastaya fizik tedavi ve kas güçlendirici egzersizler başlanmalıdır.
Üç aylık süreyi geçen ağrılarda veya verilen konservatif tedaviye cevap vermeyen hastalarda cerrahi tedavi uygulanır. Omuz sıkışmasına neden olan kemik çıkıntı akromion ön kısmından aletler yardımıyla traşlanır. Ayrıca yer işgal eden yumuşak dokular da temizlenir. Bu işlemler artroskopik yöntemlerle yapılabilmektedir. Artroskopiyi takiben hastaya ameliyat sonrası omuz askısı uygulanır Yaklaşık birinci haftadan itibaren omuz askısı çıkartılarak serbest bırakılır ve hastaya fizik tedavi programı verilir.

Rotator Cuff Yırtığı (Rotator Manşet Yırtığı)

Omuz eklemini oluşturan kemik yapılar; kürek kemiği (skapula), kol kemiği (humerus)ve köprücük kemiğidir (klavikula). Kol kemiği kürek kemiğine rotator manşet olarak adlandırılan dört kasın yardımıyla bağlanır. Bu kaslar humerusun büyük tüberkülüne tutunan; supraspinatus, infraspinatus, teres minor ve humerusun küçük tüberkülüne tutunan ;subskapularis kaslarıdır. Bu kaslar humerus( üst kol kemiği) başını çepeçevre sarar. Rotator manşet kasları,ve ekstrinsik omuz kasları kolun öne, yana ve arkaya hareketi omuz ekleminin rotasyon(dönme) hareketini yapmasını sağlar. Kendi içerisinde bir dengesi vardır ve yırtıklarla bu denge bozulur.

Omuzda rotator manşet yırtıklarının oluş mekanizması tam olarak ortaya konulmamasına rağmen genel kabul gören teoriler; akut travma sonrası veya kronik tekrarlayıcı travma zemininde yırtık oluşması şeklindedir. Rotator manşet yırtığı her ne kadar yaşla beraber artsa da gençlerde ve sporcularda da görülebilir, yırtık şekli de kısmi yırtıktan tam kat yırtığa kadar değişik¬lik gösterebilir

Rotator Cuff Yırtığı Nasıl Anlaşılır?

Öncelikle omuzdan kola yayılan ağrı meydana gelir. Kolun başın üzerine kaldırıldığı hareketlerde ağrı görülebilir. Etkilenen taraf üzerine yatıldığında, ağrı şiddetlenebilir. Kolda güçsüzlük görülür, saç taranması ve sırt kaşınması gibi aktiviteleri yapmada zorluk çekilebilir. Rotator manşet yırtığı zaman içinde büyüyebilir. Bu durum tekrarlayan hareketlere ve yeni bir zedelenmeye bağlı olabilir. Rotator manşet yırtığı olan bir hastada şiddetlenen ağrı ve kuvvet kaybı mevcut yırtıkta büyüme ve genişleme olduğunu düşündürmelidir.

Rotator Cuff Yırtığı Tanısı Nasıl Konur?

Hastalığın tanısı hastadan ayrıntılı bir hikayenin alınması ve özenle uygulanan fizik muayene ile çoğu zaman konur.Takiben yardımcı görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Kemik yapıların değerlendirilmesi için öncelikle düz grafilerden faydalanılır. Rotator manşet yırtığından şüphelenildiği durumlarda MRI (manyetik rezonans görüntüleme) tetkiki istenir. MR fobisi nedeniyle MR çekilemeyen hastaların tanısı USG ile koyulabilmektedir.Omuz ağrısı bazı durumlarda boyun bölgesindeki boyun omurlarındaki problemlere de bağlı olabilir. Bu sebebi dışlamak için boyun bölgesi de muayene edilip gerekirse ileri görüntüleme tetkikleri uygulanabilir.

Rotator Cuff Yırtığı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Her hastalıkta olduğu gibi omuz rotator cuff yırtıklarında da erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Omuz ağrısına rajmen zorlayıcı işler ve sporlar yapılmaya devam edilirse yırtıklar büyüyebilir, tedavisi gittikçe zorlaşabilir. Tedavinin amacı, ağrının dindirilmesi ve fonksiyonların yeniden kazandırılmasının sağlanmasıdır. Hastanın yaşına, aktivite düzeyine, genel sağlık durumuna ve yırtığın durumuna göre hangi tedavinin yapılacağına karar vermek gerekir. Çoğu hastada İstirahat, aktivite kısıtlaması, ilaç tedavisi, eklem içi enjeksiyon uygulamaları, güçlendirme egzersizleri ve fizik tedavi ile hareket açıklığı geri kazanılabilir ve omuz çevresi kaslar güçlendirilebilir.

Konservatif tedavilere rağmen hastanın şikayetlerinin devam etmesi durumunda hastaya cerrahi tedavi önerilir. Günümüzde omuz rotator cuff yırtıklarının tamamına yakını artroskopik ( kapalı ameliyat) olarak tedavi edilebilmektedir.